LoverSland
New member
Dikkatini Çekmek İstiyorsanız Burayı Okuyun
Aşk bir anda karşınıza çıktı. Bir ortamda uzaktan şöyle bir gördünüz, içiniz eridi. “Bundan sonraki hayatını onunla geçir” diyor içinizdeki ses. Ortam kalabalık, tanışmanız siz bir adım atmazsanız mümkün olmayacak belki de.
Bu henüz başınıza gelmemiş olabilir ama bir gün olursa eğer… Acaba buna hazırlıklı mısınız? Ne yapmam lazım derseniz, doğru adımları atmanız şart derim size. Ve o doğru adımlara dair birkaç ipucu isterseniz, tabii ki sizin için buradayım. Önerilerimi yazın aklınızın bir köşesine, lazım olduğunda kullanırsınız. Bir şey değil canım, ne demek? Görevimiz J
1- Onunla nerede karşılaştığınıza dikkat edin
Ömrünüzde sadece bir kez gittiğiniz, bir daha da asla gitmeyeceğiniz, sizi saran bir ortam değilse o anda karşılaştığınız yer, öncelikle temkinli davranın. Bir bakın bakalım, o orada olmaktan mutlu mu? Çok mutlu görünüyorsa aynı ilgi alanlarını paylaşmıyor olabilirsiniz. Örneğin bir barda karşılaştıysanız ve çok içiyorsa, sizin de içkiyle aranız yoksa… Ya da arkadaşlarınızın zoruyla gittiğiniz size hiç uymayan bir konferanstaysanız ve o ikide bir soru soruyor, gayet ilgili görünüyorsa… Ya da bir futbol maçındaysanız ve futboldan hoşlanmıyorsanız oysa o tam bir holigan tavrı sergiliyorsa… Vazgeçmenizi tavsiye ederim. Yok, mutlu değil de sıkılmış görünüyorsa zaten işiniz iş. Sizin de ortamdan sıkıldığınızı belli edeceksiniz, beraber daha az sıkıcı bir şey yapabileceksiniz demektir. Ha, bu arada karşılaştığınız ortam bir düğün ve o da damatsa… E, zaten olmaz. Şaka bir yana, yanındaki kadınlara bir dikkat edin tabii. Sevgilisi, kız arkadaşı dahası eşi… Bunlar varsa da olmaz.
2- Yanınızda kırmızı bir ruj bulundurun
Biz kadınlar “Şu renk bununla, bu renk şununla gider, ay bu elbiseye kırmızı ruj mu? Asla olmaz” diye düşünebiliriz ama erkekler öyle düşünmüyor. Erkekler için ruj Fransızcadaki anlamıyla birebirdir hanımlar, unutmayın: Kırmızı. Yaşınız otuzun üzerindeyse (Genç kızlar, siz biraz kenarda durun şimdilik. Kırmızı size her zaman gitmeyebilir) yanınızda teninize en çok yakışan cinsten, iyi bir kırmızı ruj bulundurmayı ihmal etmeyin. Atın çantanıza, dursun. Onu gördüğünüzde gidin bir köşeye sürüverin, sonra bir punduna getirip gülümseyin. Farkı göreceksiniz.
3- Göz teması şart ama…
Tabii ki gözünüzü adama dikip yiyecekmiş gibi bakmanızdan söz etmiyorum burada. Daha neler! O sizi fark edene kadar ara sıra gözünüzü onun olduğu tarafa çevirip bakın. Bir, iki, üç, dört, beş… O bakana dek. Baktığında sakın gözünüzü yakalanmış gibi kaçırmayın. Bir- iki saniye orada tutup kafanızı çevirin. Gözlerini yakaladıktan sonrası gülümseme kısmında anlatılıyor.
4- Gülümseyin ama…
İçinizden geldiği gibi gülümseyin elbette ama biraz usulünüz olsun. Kocaman, ışıl ışıl gülümsemelerinizi sonraya saklarsınız. Unutmayın, adamla henüz tanışmadınız. Şöyle uzaktan, sanki siz ona bakıyormuş gibi değil de, o size bakıyormuş, siz de onun bakışını o anda fark etmişsiniz gibi, kısaca gülümsemesine karşılık vermişsiniz gibi hafifçe gülümseyin. Bu arada göz temasını tekrar kurun üç beş saniye. Ve kafanızı çevirip etrafınızdaki arkadaşlarınızla konuşmaya, müziği dinlemeye, oyunu izlemeye vs. devam edin. İlki işe yaramazsa birkaç kez denemekten çekinmeyin bunu, sonunda işe yarayacaktır. En azından “Yahu gülümseyip duruyor, tanışıyor muyuz acaba?” diye düşünür. Sonuçta dikkatini çekmiş olacaksınız artık. Yanınıza gelip “Hayırdır bacım, ne sırıtıp duruyorsun?” diyecek değil ya. Ha varsayalım ki dedi, kısa yoldan hayatınızın erkeğinin o olmadığını anlar, e verecek bir cevabı da haydi haydi bulursunuz zaten.
5- Mesaj verin ama…
Verdiğiniz mesaja dikkat edin. İlgi çekeceğim diye öyle askıları hafifçe düşürmeye, dudakları büzmeye, gözleri süzmeye, şuh kahkahalar atmaya filan kalkmayın. İlgisini çekip yanınıza belki getirebilirsiniz ama yanlış bir mesajla gelir.
6- Pas verin ama…
Ne göz teması ne de gülümseme işinize yaramadı diyelim. Hatta tersine açık açık soğuk bir bakışla karşılandınız. Bir daha onun olduğu tarafa kesinlikle bakmayın. Asla bozulmayın ama birdenbire de “Bak işte sana inat nasıl da eğleniyorum” havalarına girmeyin. Bir tek şansınız varsa bu durumda o da, adamın size terbiyesizlik yaptığını düşünüp bir şekilde gönlünüzü almak istemesi olacaktır çünkü. Onu da kaybedersiniz. Hem siz zaten üstünüze düşeni yaptınız ama belki de onun sizinle ilgilenmemek için sebepleri vardır. Unutun gitsin.
5- Yakınlaşın ama…
Bakıyorsunuz, o da bakıyor, gülümsüyorsunuz, o da gülümsüyor… E, ama hala yanınıza gelmiyor? Tabii ki onun sizin yanınıza gelmesi en iyisi. Ama baktınız ki gelmiyor, en iyisi kendinize güvenip yanına gitmenizdir. İşe yarayacak bir cümle bulun. “Biliyor musun kardeşime çok benziyorsun” olmaz. “Ne işin var ki senin burada?” olmaz. “Biz daha önce tanışmış mıydık?” belki olur, belki olmaz. “Merhaba, ben…” deyip elinizi uzatmanız en işe yarar olanıdır ve kesinlikle eliniz havada kalmaz. Sonrasında ona olan ilginizi belirtmek için giysilerine iltifat edin, esprili bir cümle kurun ya da direkt söyleyin: “Tanışmak isterdim” Korkmayın, küçük düşmüş değilsiniz. Tersine kendisine güvenen, ayaklarının üstünde duran ve saldırgan olmayan bir kadın olarak çıktınız karşısına. Dikkat edin ama: Bu kısma kesinlikle beş altı bakışma ve gülümsemeden sonra, yani onun size olan ilgisi kesinlik kazandıktan sonra geçmelisiniz.
Buraya kadarı dikkatini çekmek, konuşmaya başlamasını sağlamak için gerekli olan kısmı. Konuşmaya başlayınca dikkat etmeniz gerekenleri bilmek istiyorsanız bir sonraki yazımı bekleyin.
“Herkese gönlü kadar büyük bir aşk” dileklerimle, sevgiler,
Aşk bir anda karşınıza çıktı. Bir ortamda uzaktan şöyle bir gördünüz, içiniz eridi. “Bundan sonraki hayatını onunla geçir” diyor içinizdeki ses. Ortam kalabalık, tanışmanız siz bir adım atmazsanız mümkün olmayacak belki de.
Bu henüz başınıza gelmemiş olabilir ama bir gün olursa eğer… Acaba buna hazırlıklı mısınız? Ne yapmam lazım derseniz, doğru adımları atmanız şart derim size. Ve o doğru adımlara dair birkaç ipucu isterseniz, tabii ki sizin için buradayım. Önerilerimi yazın aklınızın bir köşesine, lazım olduğunda kullanırsınız. Bir şey değil canım, ne demek? Görevimiz J
1- Onunla nerede karşılaştığınıza dikkat edin
Ömrünüzde sadece bir kez gittiğiniz, bir daha da asla gitmeyeceğiniz, sizi saran bir ortam değilse o anda karşılaştığınız yer, öncelikle temkinli davranın. Bir bakın bakalım, o orada olmaktan mutlu mu? Çok mutlu görünüyorsa aynı ilgi alanlarını paylaşmıyor olabilirsiniz. Örneğin bir barda karşılaştıysanız ve çok içiyorsa, sizin de içkiyle aranız yoksa… Ya da arkadaşlarınızın zoruyla gittiğiniz size hiç uymayan bir konferanstaysanız ve o ikide bir soru soruyor, gayet ilgili görünüyorsa… Ya da bir futbol maçındaysanız ve futboldan hoşlanmıyorsanız oysa o tam bir holigan tavrı sergiliyorsa… Vazgeçmenizi tavsiye ederim. Yok, mutlu değil de sıkılmış görünüyorsa zaten işiniz iş. Sizin de ortamdan sıkıldığınızı belli edeceksiniz, beraber daha az sıkıcı bir şey yapabileceksiniz demektir. Ha, bu arada karşılaştığınız ortam bir düğün ve o da damatsa… E, zaten olmaz. Şaka bir yana, yanındaki kadınlara bir dikkat edin tabii. Sevgilisi, kız arkadaşı dahası eşi… Bunlar varsa da olmaz.
2- Yanınızda kırmızı bir ruj bulundurun
Biz kadınlar “Şu renk bununla, bu renk şununla gider, ay bu elbiseye kırmızı ruj mu? Asla olmaz” diye düşünebiliriz ama erkekler öyle düşünmüyor. Erkekler için ruj Fransızcadaki anlamıyla birebirdir hanımlar, unutmayın: Kırmızı. Yaşınız otuzun üzerindeyse (Genç kızlar, siz biraz kenarda durun şimdilik. Kırmızı size her zaman gitmeyebilir) yanınızda teninize en çok yakışan cinsten, iyi bir kırmızı ruj bulundurmayı ihmal etmeyin. Atın çantanıza, dursun. Onu gördüğünüzde gidin bir köşeye sürüverin, sonra bir punduna getirip gülümseyin. Farkı göreceksiniz.
3- Göz teması şart ama…
Tabii ki gözünüzü adama dikip yiyecekmiş gibi bakmanızdan söz etmiyorum burada. Daha neler! O sizi fark edene kadar ara sıra gözünüzü onun olduğu tarafa çevirip bakın. Bir, iki, üç, dört, beş… O bakana dek. Baktığında sakın gözünüzü yakalanmış gibi kaçırmayın. Bir- iki saniye orada tutup kafanızı çevirin. Gözlerini yakaladıktan sonrası gülümseme kısmında anlatılıyor.
4- Gülümseyin ama…
İçinizden geldiği gibi gülümseyin elbette ama biraz usulünüz olsun. Kocaman, ışıl ışıl gülümsemelerinizi sonraya saklarsınız. Unutmayın, adamla henüz tanışmadınız. Şöyle uzaktan, sanki siz ona bakıyormuş gibi değil de, o size bakıyormuş, siz de onun bakışını o anda fark etmişsiniz gibi, kısaca gülümsemesine karşılık vermişsiniz gibi hafifçe gülümseyin. Bu arada göz temasını tekrar kurun üç beş saniye. Ve kafanızı çevirip etrafınızdaki arkadaşlarınızla konuşmaya, müziği dinlemeye, oyunu izlemeye vs. devam edin. İlki işe yaramazsa birkaç kez denemekten çekinmeyin bunu, sonunda işe yarayacaktır. En azından “Yahu gülümseyip duruyor, tanışıyor muyuz acaba?” diye düşünür. Sonuçta dikkatini çekmiş olacaksınız artık. Yanınıza gelip “Hayırdır bacım, ne sırıtıp duruyorsun?” diyecek değil ya. Ha varsayalım ki dedi, kısa yoldan hayatınızın erkeğinin o olmadığını anlar, e verecek bir cevabı da haydi haydi bulursunuz zaten.
5- Mesaj verin ama…
Verdiğiniz mesaja dikkat edin. İlgi çekeceğim diye öyle askıları hafifçe düşürmeye, dudakları büzmeye, gözleri süzmeye, şuh kahkahalar atmaya filan kalkmayın. İlgisini çekip yanınıza belki getirebilirsiniz ama yanlış bir mesajla gelir.
6- Pas verin ama…
Ne göz teması ne de gülümseme işinize yaramadı diyelim. Hatta tersine açık açık soğuk bir bakışla karşılandınız. Bir daha onun olduğu tarafa kesinlikle bakmayın. Asla bozulmayın ama birdenbire de “Bak işte sana inat nasıl da eğleniyorum” havalarına girmeyin. Bir tek şansınız varsa bu durumda o da, adamın size terbiyesizlik yaptığını düşünüp bir şekilde gönlünüzü almak istemesi olacaktır çünkü. Onu da kaybedersiniz. Hem siz zaten üstünüze düşeni yaptınız ama belki de onun sizinle ilgilenmemek için sebepleri vardır. Unutun gitsin.
5- Yakınlaşın ama…
Bakıyorsunuz, o da bakıyor, gülümsüyorsunuz, o da gülümsüyor… E, ama hala yanınıza gelmiyor? Tabii ki onun sizin yanınıza gelmesi en iyisi. Ama baktınız ki gelmiyor, en iyisi kendinize güvenip yanına gitmenizdir. İşe yarayacak bir cümle bulun. “Biliyor musun kardeşime çok benziyorsun” olmaz. “Ne işin var ki senin burada?” olmaz. “Biz daha önce tanışmış mıydık?” belki olur, belki olmaz. “Merhaba, ben…” deyip elinizi uzatmanız en işe yarar olanıdır ve kesinlikle eliniz havada kalmaz. Sonrasında ona olan ilginizi belirtmek için giysilerine iltifat edin, esprili bir cümle kurun ya da direkt söyleyin: “Tanışmak isterdim” Korkmayın, küçük düşmüş değilsiniz. Tersine kendisine güvenen, ayaklarının üstünde duran ve saldırgan olmayan bir kadın olarak çıktınız karşısına. Dikkat edin ama: Bu kısma kesinlikle beş altı bakışma ve gülümsemeden sonra, yani onun size olan ilgisi kesinlik kazandıktan sonra geçmelisiniz.
Buraya kadarı dikkatini çekmek, konuşmaya başlamasını sağlamak için gerekli olan kısmı. Konuşmaya başlayınca dikkat etmeniz gerekenleri bilmek istiyorsanız bir sonraki yazımı bekleyin.
“Herkese gönlü kadar büyük bir aşk” dileklerimle, sevgiler,